Bingöl'ün Genç İlçesi Yeniden Refah Partili Belediye Başkanı Kemal Tartar, hafta sonu ilk kongresini yapan Bingöl Basın Konseyi'ne ziyarette bulundu. Konsey Başkanı Hakim Bayraktar ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Sayılır tarafından karşılanan Başkan Tartar, ‘hayırlı olsun' dileklerini ilettiği ziyarette, belediyecilik alanındaki hizmetlerini anlatırken, siyasete dair de çarpıcı sözler sarf etti.
AZ PARAYLA ÇOK İŞ YAPIYORUZ!
Görevi devraldıklarında yüzde 40 düzeyindeki borç miktarını yüzde 11'lere kadar gerilettiklerini anlatan Tartar;
“İller Bankası gelirleri haricinde kayda değer bir gelir kalemimiz yok. Buna rağmen israfı önleyip lüzumsuz harcamaları ortadan kaldırarak ciddi bir hizmet bütçesi oluşturabiliyoruz. Kısacası, az parayla çok iş yapıyoruz. Tabi ki bunlar hedeflerimiz için yeterli değil ama yine de mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.
NELER YAPILDI?
Göreve geldikten sonra bütçe planlamasıyla başlayan çalışmaların birçok noktadaki altyapı yenileme, yol, park ve çevre düzenlemesi ile devam ettiğini anlatan Başkan Tartar, şunları söyledi;
“En önemli gelir kalemimiz su ve çevre temizlik vergisi ancak bizler yüzde 58 gibi büyük bir indirim yaptık. Ama buna karşılık en büyük harcama kalemimizden biri de enerji. Aylık 650 Bin civarında bir parayı enerjide ödüyoruz. Ekmek fabrikası kurduk, her gün un ve diğer giderlere zam gelmesine rağmen şu anda 7,5 TL'den ekmek satıyoruz. Millet Bahçemiz Bingöl ve birçok bölgeden ziyaretçi ağırlıyor. Burada en iyi yemeği 190 TL'ye, çayı 6 TL'ye, kahveyi 35 TL'ye veriyoruz. Murat Nehri kıyısında çok güzel seyir alanları yapacağız.
Bunun yanında belirli kesimlerce ısrarla eleştiri konusu edilen 1.900 metrekarelik bir arsamızı sattık ve metrekaresi 33 Bin TL civarında bir rakamla satıldı. Buradan elde ettiğimiz gelirle 7 dönümlük alan üzerinde, içerisinde ek hizmet binası, itfaiye hizmet binası, afet koordinasyon merkezi gibi birçok birimi barındıran 1.600 metrekare kapalı alan sahip yeni bir bölüm inşa ettik. Bir iki hafta içerisinde burayı hizmete açacağız. Yine buradaki kazançla bir hizmet aracı aldık.
Canlı hayvan pazarı ve mezbahane ciddi bir ihtiyaçtı, onu da hayata geçiriyoruz. 14 Ekim'de ihalesini yapıyoruz. Mezbahamız bittiği gibi veterinerlik müdürlüğümüzü de kuruyoruz. Canlı hayvan satışı ve kesimi buradan sağlanacak. Burada riskli hayvanlarla ilgili de önemli tedbirler alıyoruz.
Çarşı merkezindeki yolumuzu yeniliyoruz. Karayolları Bölge Müdürlüğü'nce yolumuz yapılıyor ancak en büyük yük olan altyapıyı yeniledik. Su, kanalizasyon, telekomünikasyon ve elektrik hatları tümüyle yenilendi. Çok büyük bir yüktü ama kurumlar arası iş birliğiyle bu sorunu da çözdük. İnşallah birkaç güne burayı da tamamlayıp yolumuzu, kaldırımlarımızı hizmete açacağız. Yaptığımız işlerden bazı önemli başlıklar böyle ama yapacağımız daha birçok hizmet olacak. Allah'ın izniyle.”
SİYASETİN SEVİYESİ DÜŞÜK TUTULMAMALI
Konuşmasının devamında Bingöl siyasetindeki tabloya da değinen Başkan Tartar, çarpıcı tespitlerini paylaştı.
‘Siyasetin seviyesi olmalı' olmalı diyen Tartar; “Siyasetin seviyesi maalesef düşük. Siyasiler arasında rekabet olabilir ama düşmanlık asla! Memleket için bir çaba ve hizmet varsa, burada herkes tek vücut olabilmeli. Siyaset yapanlar ya da yapmayı düşünenler hizmetleriyle yarışmalı, farkındalıklarını duruşlarıyla ortaya koymalı. Siyasi kimliği olan biri, çirkef, dedikodu ve iftiracı kimselerden iltifat bekleyip siyasi gelecek için medet ummamalı. Toplum zaten bunu görüyor. Bunun yapılacak siyasetin şehre bir katkısı da olmayacaktır. Siyasette ikinci dönem, üçüncü dönem hayali olmamalı. Bir dönem olsun ama bu memlekette kalıcı bir eser bırakılsın. Genel merkezlerde değil ama toplumda karşılığınız varsa ve hizmetlerinizle topluma dokunabilmişseniz şayet, ikinci üçüncü dönem zaten nasip olur.
ŞEYTANLIĞIYLA ÖVÜNENLER VAR!
Siyasetin seviyesindeki düşüklüğün en önemli sebebi olarak bu alandan beslenenler olduğuna da dikkat çeken Başkan Tartar, şöyle devam etti;
“Siyasette seviyenin düşük olmasını ısrarla isteyen zümreler var. Seviye yükseldikçe kendine yer bulamayacağının farkında olan bu zümreler, her türlü çirkinlik, algı ve komplo teorileriyle toplumsal manipülasyon için çabalıyor. Çünkü biliyorlar ki, seviye yükselirse bu ortamda barınamayacaklar. Öyle insanlar var ki, itaat ettiği veya nemalandığı kişi ya da kitlelere yaranmak için size nasıl zarar vereceğine dair günlerce düşünüyorlar. Şeytan onlardan ders alır! Ve bu çirkinlikleriyle, pislik kokan ağızlarıyla övünebiliyorlar. Yönlendirme ve güdümlü olup cümle dahi kuramazken yapay zekadan istifade edenler, rezillikte sınır tanımıyor. Adam 40 yaşına, 60 yaşına gelmiş, bir eseri yok, toplumda karşılığı yok ama çirkeflikle, iftirayla, toplumsal gerilim yaratmakla adını gündeme getirmek ve seviyesiz siyasette karşılık bulma çabasındalar. Ve bu kimseler, yaranmak istedikleri kişilerden kıymet görüyor, takdir görüyor. Neden? Bize zarar verdiğinde kendilerini gündeme getirip iyi olduklarını öne sürebiliyorlar akıllarınca. Eleştiriye kapalı değiliz ama iftira ve çirkeflikten medet umulmasını da ahlaki bulmuyoruz.
Bir diğer sorunumuz da toplumun sorgulama yeteneğini kaybetmesi veya uygulayamaması. Her yalana inanabiliyor. Doğru olup olmadığını sorulamıyor. Ayrıca ekmeğiyle sınanma, makamıyla sınanma korkuları var. Tekrar altını çizmek isterim ki, ahlaki çöküntüyü önlemek hepimizin sorumluluğudur. Bu konuda basınımıza büyük iş düşüyor. Basın, sadece yapılan bir işi değil, her alandaki ahlaki çöküntünün önüne geçecek bir tavır benimsemeli. Siyaset anlayışını düzeltirsek, inanıyorum ki her şeyi düzeltiriz.”