KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
12 Eylül 2025 Cuma
°C

Fatma korkutata'nın kartal tibet ile ropörtajı

Bingöl'lü Gazeteci-yazar Fatma KORKUTATA  Kartal Tibet ile Türk Sineması'nın dünü,bugünü ve yarınını konuştu.

Fatma korkutata`nın kartal tibet ile ropörtajı
22 AĞUSTOS 2006 SALI 13:56
0
2961
0
AA aa
Söyleşi: Fatma KORKUTATA



Biz Türk Filmi yapıyoruz...

1970'lerde altın çağını yaşayan Türk Sineması'yla bugünkü Türk Sineması'nı karşılaştırdığımızda o seyirciyle bugünkü izleyici arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

Eskiden TV olmadığı için halkın tek eğlencesi sinema idi. Gene eskiden çok değişik ve sayıda filmler-çok farklı yüzler çekiliyor, konu oluyordu sinemaya. Sinema o dönemlerde o kadar farklı idi ki senaryolar ve oyuncular 3-4 yılda bir değişip öylece senede 250-300 film yapılıyordu. Halbuki şimdi senede 300 filmden bahsetmek mümkün değil. Günümüz sinemasına baktığımızda ise öyle mi? Değil elbette .

Halk her zaman kahramanını bulur.

Tanju Gürsu (filmlerin bıçkın delikanlısı), Engin Çağlar ( salon filmlerinin romantik jönü), Muzaffer Tema (Yeşilçam'ın ilk romantik jönü) ve Kartal Tibet ( Karaoğlan'dan Tarkan'a) . Sizce günümüzde bu özellikleriyle yaşayan oyuncular mevcut mu? Bu manada oynayan değil yaşayan diyebileceğimiz aktör-aktrist var mı günümüzde?

1965 yılında Karaoğlan adlı yapımda ünlü kahramanı canlandırıp 1972'de Karaoğlan Geliyor ile Suat Yalaz'ın büyük ilgi gören çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan seride unutulmaz bir kahramanlık macerasına imza atmıştı Kartal Tibet. Bunun üzerine Yeşilçam'ın o unutulmaz yüzlerinin üstlendiği-simgelediği rolleriyle günümüz oyuncularını konuştuğumuzda Tibet, o insanların o dönem hayatımızda yer edinip o özellikleriyle halkın beğenisini kazandığına, hayatımızda özdeşleştirdiğimiz özellikleriyle yer edindiğine değiniyor. O dönem star olup şimdi hala star olan oyuncularımızdan söz ediyor ve akabinde şöyle diyor usta yönetmen: “Bir Kemal Sunal, bir Cüneyt Arkın, bir İzzet Günay, bir Öztürk Serengil, bir Ayhan Işık… Bunlar bir defa geldiler. Bunların yerini başka oyuncular alabilir mi?

Son dönem oyuncularına baktığımızda Kadir İnanır, Tarık Akan… Bunlar geldiler, o dönem büyük bir izleyici kitlesine sahip olmuş ve kendilerini kanıtlamış oyuncular olarak da halkın beğenisini kazanarak adından söz ettirdiler yıllarca. Gönüllerde kurduğu tahtlarla o dönem de stardılar ve hala da starlar. Bir Şener Şen, bir Haluk Bilginer ki Haluk Bilginer'in başarısı yaptıkları inkar edilemeyecek kadar güzel. Bunlar büyük birer starlar.  Bu neye işarettir biliyor musunuz? Kahramanların gücü değişir, çeşitlilik gösterir, attığı imzalarla başarılarla daha başka görünür buna karşılık halk, her zaman kahramanını bulur. Bir Kurtlar Vadisi ne kadar sevildi…

Sizce sinemanın büyüsü nedir?

Sinemada insanı büyüleyen ortam 2 yolla kitlelere ulaşır.

1- Sinemanın illüzyonu-büyüsü (kendisi )

2- Biz, Türk Filmi yapıyoruz.

Evet, bizim yaptığımız film bünyesindeki büyüyle gideceği yeri o kadar güzel bir şekilde buluyor ki halk kendinden olan, onunla beraber yaşayan, onu anlatan onu konuşan bu büyüyü alıyor ve bırakmıyor artık. Kısacası bu, halka yakın geliyor.

Seyirciye ulaşmamışsa eksiktir…

Sinema bünyesinde neyi barındırmalı? Ya da başka bir ifadeyle sanat için mi yoksa halk için mi olmalı sinema?

Sanatın kapsadığı alan bakımından önem arzettiğine ve bunun sinemadaki yerine değinen Tibet, sanatla dolayısıyla sinemayla halka ulaşılabileceğinden bahsediyor ve şöyle diyor: “Nitekim yapılan sanattır. Bu sanatsa, bütün Güzel Sanat dallarını içerir ve bunların toplamından doğar. Sanatta bir operadır; daha çok kitlelere ulaşan. Sinema vardır dolayısıyla sanat dalı vardır ve bunun da tamamlayıcı öğesi seyircidir burada.”

Bir ürünün güzel olması – sanatsal değer taşıması mı,  yoksa halka ulaşmış olup basit olması mı? mevzusuna değinen Tibet, sinemanın sanatla olan bağına ve seyirciyle olan ilişkisine şöyle değiniyor: “Bir sanat-bir sinema, güzel olsa bile seyirciye ulaşmamışsa eksiktir, hiçbir anlam ifade etmez. Buna karşılık halka ulaşmış ama sanatsal değer taşımıyor yani ucuzsa o zaman da eksiktir.” diyor ve ekliyor: “ İşte burada şu mevzunun önemini bir kez daha anlıyoruz: Bir eser-bir sinema,  sanatı içinde barındırmalı  ve o sanat seyirciye ulaşmalı.”

Müziğin ritminde yaşamak…

Nostalji evrensel midir sizce?

Evrenseldir elbette, neden evrenseldir? Çünkü; anılar- yaşadıklarımız her zaman bir yerlerde duran, hafızalarda kalandır.Yaşam olduğu sürece anılar-anılar yaşadığı sürece de nostalji bitmeyecektir ve o hak ettiği tavrıyla hep bize gülümseyecektir. Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır…Bunlar o denli ki müziğin ritmini doğurup o ritimde 30 yıl sonra onlar için de nostalji olacak. Saygın durumlar var, olanca saygınlığıyla  bu değerli oyuncular; özel hayatıyla değil halkın gönlünde kurduğu tahtla yer edindi. Böylece seyirci onları evine buyur etti ve birer kahraman oldular…

Amerika filmlerindeki teknoloji ile…

Yıllar evvel Cüneyt Arkın'ın oynayıp Çetin İnanç'ın yönettiği ‘Dünyayı Kurtaran Adam'la başlayan maceraya, şimdi ‘Dünyayı Kurtaran Adam'ın Oğlu' adlı filmin yönetmenliğini yaparak devam ettiniz. Ekimde vizyona girecek bu filmle ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?

Halkın bildiği bir Dünyayı Kurtaran Adam var. Filme gitmek isteyecektir seyirci ki; prodöktör doğru yatırım yaptı. Seyircinin o filme mi bu filme mi? Derken bu filme gidecektir ki seyirci de tatmin olacaktır.Dünyayı Kurtaran Adam'ın Oğlu bana göre Amerika filmlerindeki teknoloji ile Türkiye'de yapımı gerçekleşen önemli bir film. Dev oyuncu kadrosuyla, Mehmet Ali Erbil'de rol alırken  Türkler'in kullandığı o makinalarla birkaç Fransızla bizde böyle bir film yapılıyor. Beyaz perdeye yansıyan masal dünyasının unutulmaz filmi olan ‘Keloğlan Kara Prense Karşı' adlı filmi çeken Energy medya ve prodüksiyon'un Dünyayı Kurtaran Adam'ın yapımcılığını üstlendi. Kısacası halk izleyecek ve kararını verecek… 

‘Dünyayı Kurtaran Adam'ın Oğlu'nun bugüne kadar yapılan en başarılı Türk uzay filmi olacağını kaydeden usta yönetmen, filmde izleyicilere Hollywood ayarında animasyonlar izlettireceklerini söylüyor. Türk insanının algılama, düşünme ve çeşitli biçimlerinden yola çıkılıp uzayın fethedilerek Türkleştirilmesini anlatacak olan filmin senaryosu Murat Boyacıoğlu tarafından yazılırken, yönetmenliğini ise Kartal Tibet yapıyor.

10 yılda 120 filmde başrol…

Kartal Tibet sinemaya nasıl başladı?

Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü bitirdim. Uzun yllar tiyatro oyunculugu yaptıktan sonra Karaoglan filmiyle sinemaya geçtim (1965). “Karaoğlan” ve “Tarkan” gibi sinema filmlerinde oynadım ve  izleyici bu filmleri çok sevdi. 120 filmde oyunculuk Devlet Tiyatrosu'nda yönetmenlik yaptım ve 30 piyeste oynadım. Sinemaya girdiğim on yıl içerisinde yüz yirmi filmde başrol oynadım.

Atıl Kurt!..

Ve Tarkan nasıl doğdu?

Tarkan klasiği…Yılllarca ‘Tarkan' filmlerinden oluşan 6 filmle gönlümüzde kurduğu tahtıyla o zaman da şimdi de hala yer edinen unutulmaz bir efsane.  Peki ama Kartal Tibet'te ‘Tarkan' nasıl doğmuştu? İşte Tibet'in açıklaması: “ Tarkan'ı Sezgin Burak doğurdu, Arzu film hayata geçirdi. Tunç Başaran ardından da Mehmet Aslan yönetmenliğini yaptı diyor özlem dolu gözleriyle usta yönetmen. Öyleki  “1969'da Tarkan Mars'ın Kılıcı”ile başlayan efsaneyi Tunç Başaran Yönetmiş arından da Mehmet Aslan'la, 1970, 71. 72'de Tarkan seri filmleri çekilmiş. Tarkan'ınsa Sadık dostu Kurt'a “Atıl Kurt” dedi mi, artık düşmanlarının titreme zamanı gelmişti her defasında…

milligazete
YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
12.09.2025
15:42
Bingöl Konteyner Kent`te sona doğru
Bingöl Konteyner Kent'te sona doğru
Konteyner Kentin altyapı yatırımını üstlenen Bingöl Belediyesi, sahadaki çalışmalarını yüzde 90 oranında tamamladı. Konteyner kentin donanımları Bingöl Valiliği ve AFAD tarafından karşılanacak.
12.09.2025
15:17
Bingöl`de
Bingöl'de 'Gazze için Dua' programı
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Alpaya, katılımcılara teşekkür ederek, 'Sadece burada değil, gece ve seher vakitlerinde de ellerimizi Rabbimize açmaya devam edelim' çağrısında bulundu.
12.09.2025
15:02
Zıktê Sürkap`ta Atalay dönemi
Zıktê Sürkap'ta Atalay dönemi
Yeni Başkan Mehmet Atalay'ın, Zıktê aşiretinin birlik ve beraberliğini güçlendirmek, bölgesel kalkınmaya yönelik çalışmalar yürütmek ve gençlere yönelik projelere ağırlık vereceği belirtildi.
12.09.2025
14:55
‘Acaba` diye düşünürken denemeyi tercih etti, meyveyi su altında yedi
'Acaba' diye düşünürken denemeyi tercih etti, meyveyi su altında yedi
Bingöl'ün Genç ilçesinde Murat Nehri'nde farklı bir etkinliğe imza atan doğa tutkunu Vedat Avar, nehirde su altına dalarak meyve yedi.
12.09.2025
09:27
Tandırda unutulan köz yangına neden oldu
Tandırda unutulan köz yangına neden oldu
Bingöl'ün Genç ilçesinde tandırda unutulan köz yangına neden oldu. Yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
11.09.2025
17:36
Bingöl`de okul çevreleri ve servisler denetlendi
Bingöl'de okul çevreleri ve servisler denetlendi
Bingöl'de jandarma ekipleri tarafından okul çevreleri ve servisleri denetlendi. Denetimlerin yıl boyu süreceği aktarıldı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın