Bingöl'de yıllar önce başlatılan “3 TL'ye şehir içi taksi” hizmeti, aradan geçen onca yıla rağmen bir gelenek olarak uygun fiyatlarla yürütüldüğü gibi bu uygulama, ticari taksi plakası alımına rağbeti de arttırdı.
Halk otobüsü beklememek, fiyat avantajı nedeniyle grup halinde yolculukların daha cazip olması ve farklı lokasyonlara daha hızlı ulaşma olanağı sunulduğu için büyük rağbet gören taksiler önemli bir geçim kaynağı olduğu gibi giderek soruna da dönüşmeye başladı.
Bu hususta Bingöl Online'a gönderilen çok sayıda mesaj, büyüyen sorunun temelinde denetimsizlik yattığını gösterir nitelikte.
DAHA FAZLA YOLCU TAŞIMA HIRSI KAZALARI TETİKLİYOR!
Bingöl'de ticari taksilerin karıştığı kaza oranları fazla olduğu gibi Bingöl'ün, Türkiye'de trafik kazaları bakımından en riskli illerin başında gelmesi sigorta yapılan tüm araçlara da olumsuz yansıyor!
Birçok tecrübeli şoför kurallara riayet etse de özellikle araç sahibi olmayıp çalışan pozisyonundaki genç sürücülerin, durak işletmelerinin de fazla yolcu taşıma hırsıyla acele ettirmeleriyle birçok noktada kural ihlali yaptıkları görülüyor.
HURDA ARAÇLAR DOLMUŞ GİBİ ÇALIŞTIRILIYOR
Bazı sürücüler araçlarını sürekli yenileyip kaliteli hizmet verme gayretinde olsa da çoğunluğun eski, dökülmüş ve hurdaya verilecek düzeydeki araçlarla taşımacılık hizmetini sürdürmesi de yolcuları tedirgin ve rahatsız eden etkenlerin başında geliyor.
Bir diğer sorun ise aynı güzergaha giden farklı yolcuların araca bindirilip ayrı ayrı ücret alınması. Bu hususta birçok yolcudan alınan şikâyet ise
“Bazen durakta bazen yol üzerinde tanımadığımız insanları araca bindiriyorlar. Soruyorlar ‘alabilir miyiz' diye. Ayıp olmasın diye kabul ediyoruz ancak yolcunun kim olduğunu bilmiyoruz. Örneğin güvenlik uygulamasında yolcu madde satıcısı çıksa, kendimizi nasıl aklayabiliriz? Bizim müsaade etmemiz mazeret olmamalı. Sürücünün ya da durak işletmecilerinin bunu teklif etmemesi lazım. Nihayetinde bu bir taksi-dolmuş değil. Tarife belirlenirken dolmuş mantığıyla mı belirliyorlar? Hayır! O halde bu uygulamalara son verip daha kaliteli bir taşımacılık hizmeti vermeleri lazım. Fiyat ucuz denerek halkın her türlü soruna göz yumması beklenemez. Nihayetinde taksimetre yok, vergi veren de yok. Temiz ve sağlam araçlarla, kurallara uygun ve uygun fiyatla taşımacılık hizmeti verilirse o zaman bunun bir kıymeti olur” şeklinde aktarılıyor.
NEDEN DENETİM YAPAN YOK? GÜÇ MÜ YETMİYOR, SORUNLAR MI GÖRÜLMÜYOR?
Gönderilen mesajlarda, denetimlerin klasik evrak incelemesiyle sınırlı kaldığı iddiası da öne çıkıyor. Durak sahipleri ve sürücülerle düzenli toplantılar ve iletişim becerileri öncelikli eğitsel seminerler düzenlenmesi önerisine dikkat çekilen mesajlarda, ilgili kurumların sorunları neden görmediği ve düzenleyici adımlar atmadığı sorusuna da vurgu yapılıyor.
‘Kim, neden sessiz kalıyor?' sorusuna dikkat çekilen mesajlarda, şu ifadelere yer verildi;
“Taksiler ambulans gibi kullanılıyor, geçiş üstünlüğü onlardaymış gibi hareket ediliyor. Eski araçlar, kuralsız sürüşler, iletişimdeki problemler, kontrolsüz uygulamalar… Onca soruna rağmen kamu erki neden sessiz? Ne olması gerekiyor da denetim yapılsın? Kimsenin ekmeği elinden alınsın demiyoruz ama her işin bir kuralı olmalı, insanlar güvenli taşımacılık hizmetinden tereddütsüz yararlanmalı. Herkes birbirine topu atıyor ama çözümsüzlük yine ulu orta duruyor. Artık birileri harekete geçmeli ve bu sorunlar bir an önce çözüme kavuşturulmalı”