Bingöl Belediyesi'nce ihale edilen şehrin altyapı işinde teknik şartnameye uyulmadığı gerekçesiyle Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Bingöl Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (BİN-DER) Başkanı Doğan Karasu, yapımına başlanan üstyapı için de eleştirilerde bulundu.
Altyapı çalışmalarında şartnameye uyulmadığını ve stabilize malzeme yerine toprak kullanıldığını belirten Karasu, bu yüzden üstyapının çökeceğini, bir sonraki dönem belediye yönetiminin bu işleri yeniden yapmak zorunda kalacağını vurguladı.
ALTYAPI BİR VURGUNDUR
Bingöllülerin altyapı çalışması olarak bildiği içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyundan oluşan çalışmaların teknik şartnameye uygun yapılmadığını savunan Karasu: “Mahallelerdeki binlerce kilometrelik altyapının derme-çatma yapıldığı, kullanılan malzeme ve diğer işlerde ihale şartnamesine uyulmadığı, altyapının bir oldubittiye getirildiği, Bingöl için çok önemli olan altyapı çalışmasında vurgun olduğu gerekçesiyle dava açtık. Altyapıdaki şikâyet konuları açıklığa kavuşmadan üstyapıya başlanmaması talebinde bulunduk. Altyapı bir vurgundur, usulsüz bir çalışmanın siyasi ve idari bir başarı olarak sunulması sadece Bingöl'e hastır. Bingöl'deki altyapı çalışmasının benzeri başka kötü bir örnek Türkiye'nin hiçbir yerinde yoktur. Altyapıdaki garabeti ve onun sebeplerini en iyi bilen Sayın Serdar Atalay'dır. Altyapının başı yendi, mahkeme ne yapar? bilmiyoruz. Üstyapı yapılmadan mahkeme ne yapacağına bir an önce karar vermelidir. Sayın Serdar Atalay ‘çaktırmadan gömün gidin, Bingöllüler altyapıdan anlamaz' demeye getirdi. Allah'a, kul hakkına, hakka ve hukuka, hesap gününe inanmış olsaydı böyle bir altyapıyı Bingöllülere layık görmezdi” dedi.
“İŞİ TAKİP EDİYORUM ALGISINI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR”
“Defolu altyapının ‘mimarı' Sayın Serdar Atalay‘dır. Altyapıda kazılmış toprak kullanılmış, stabilize malzeme kullanılmadığı için çökmeler olacaktır” diyen Karasu, şöyle devam etti:
“Altyapı kalitesizdir, çürüktür, çürük olduğu için üstyapı da en geç önümüzdeki yıla kadar çökecek, sonraki Belediye yönetimleri altyapıyı ve üstyapıyı yapmak zorunda kalacaktır. Altyapı yapım sürecini makam odasından idare eden Sayın Serdar Atalay üstyapı ile birlikte mahalleye inmeye başlamış, işi takip ediyorum algısını oluşturmaya çalışıyor. Ölüyü yıkamadan kefensiz gömen birinin üste anıt mezar yapma uyanıklığı. Bingöl'deki Siyasi Partiler, Odalar, Sendikalar, Sivil Toplum Örgütleri, Mahalle Muhtarları altyapıya sahip çıkmıyor, çıkmama gerekçelerini de belirtmiyorlar. Bu hukuksuzluğu ve yanlış işi onayladıklarından mı, menfaat icabı mı, korktuklarından mı, yoksa altyapı kendilerini ilgilendirmediği için mi ilgilenmediklerini bilmiyoruz. Bu süreçte en büyük sorumluluk ise Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz'a aittir. Bakan olarak bu usulsüzlüğe sessiz kalmakla siyasi, vicdani, ahlaki ve yasal anlamda suç işlemektedir. Altyapı ile ilgili usulsüzlüğe sessiz kalması düşündürücüdür. Bakan olmanın ölçüsü avuç içi büyüklüğündeki Yüzen Ada'da sudan gelecek tehlikelere karşı dalgıçlar tarafından korunma duygusundan haz almak değildir. Sayın Cevdet Yılmaz bilmelidir ki, Serdar Atalay o suda yaşayan her türlü canlıdan 100 kat daha tehlikelidir, Bingöl'e verdiği zarar onlarca kat daha fazladır.”
İNSANLARIMIZ TOZ DUMAN YUTUYOR
Şehir merkezinde hayatın felç olduğunu söyleyen Karasu, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü: “Bingöl'ü Moğollar istila etseydi bu kadar sıkıntı yaşamazdık. Çalışmalar son derece plansız, ortalık toz ve duman, kirlilik had safhada. PTT Kavşağından Hacı Hıdır Camiine olan mesafe birkaç yüz metredir ve bu mesafe günlük yaşamı oldukça etkilemektedir. Basiretli bir yönetim bu alana geçici bir asfalt atar, insanların yaşamını kolaylaştırır. İnsanlarımız toz, duman yutuyor, her taraf kir ve pislik içinde. Astım, nefes darlığı, bulantı, kusma, ishal ve diğer sağlık sorunları artmış, mikrop ve hastalıklar kol geziyor. Sayın Serdar Atalay şehri yönetemediğini görmek istiyorsa beyaz ceketini giysin, güneş gözlüklerini taksın ve toz-dumanı yutan bizlerin arasına karışsın.”