Son zamanlarda bölgede yaşanan ve güvenlik güçleri ile göstericilerin yaralanmasıyla devam eden yol kapatma eylemlerine bir tepki de Bingöl Ülkü Ocaklarından geldi.
Yaşanan olaylarla beraber algı operasyonun da yapıldığı ifade edilen açıklamada: “Unutmayalım ki ülkemiz üzerinde oynanan ve bizi yönetenlerce evcilik sanılan bu silahlı oyunların yanı sıra bir de algı operasyonu yapılıyor. Örneğin bir Polis Memuru silahını kaybeder veya çaldırırsa yasal olarak ne tür müeyyidelerle karşı karşıya kalır hepimiz az çok biliriz. Peki, bir devletin polisi kaçırılır rehin tutulup veya göz göre şehit edilirse kimden ne şekilde hesap sorulması gerekir bilmez miyiz? Elbette biliriz lakîn görünen o ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gözden çıkarılmış, kendi kaderine terk edilmiş olacak ki polisimiz ve askerimizin elini kolunu bağlarken PKK'lılara dokunulmazlık bahşetmişlerdir” denildi.
“DEVLETİ KİM YÖNETİYOR?”
Devlet yetkililerinin müdahale konusunda gerekli çalışmayı yapması gerektiğini ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bu noktada şu soruyu soruyoruz: Devleti kim yönetiyor? Bu rüyadan bir an evvel uyanmaları gerekiyor. Eğer bu halk devletinin kendisini müdafaa etmediğini görürse, devletini müdafaa etmeyi görev ve emir telakki eder ve gereken neyse onu yapar. Bizler ilimizin adının bu tür olaylarla lekelenmesini istemiyoruz. Eylemlere bakılacak olursa amacın tamamıyla Bingöl üzerine kurulu olduğunu göreceğiz. Her yıl ilimize üniversite eğitimi almak için büyük umutlarla gelipte aynı gün geri giden onlarca gencimizi görüyoruz, hatta kimi gençlerimiz bu tür olayları duyduktan sonra gelmekten vaz geçiyor. Biz Bingöl Ülkü Ocakları olarak ilimizin bu zedelenen imajının düzelmesi için elimizden geleni yapacağız fakat bizden önce bizi yönetenlerin bir an evvel bölücü terör örgütü PKK ya karşı gereken dersi verip devletin gücünü ortaya koyması gerekmektedir. Ayrıca dün yapılan silahlı saldırı sonrası biri ağır olmak üzere, üç askerimiz yaralandı. Buna rağmen siyasi iktidar hâlâ bu olayı görmezden gelerek, üstünü örtme gayretini taşıyor. Siyasi iktidar bir an evvel, kafasını sokmuş olduğu kumdan çıkarıp, Milli Devlet şuuruyla gereken cevabı mutlak suretle vermelidir”