Hür Dava Partisi ( Hüda Par) Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, parti yetkililerinden Mehmet Şenlik, Vahit Eser ve Orhan Açıkbaş ile birlikte Bingöl Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Hüda Par'lıları, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ömer Şanlı, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Yıldırım, Ramazan Berdibek, Nihat Kanat, Yunus Boztimur ve Galip Akengin tarafından karşılandı.
Gazeteciler Cemiyeti'ne hayırlı olsun dilekleri ile konuşmasına başlayan Hüda Par Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, Çözüm Süreci'ni desteklediklerini ve bölgede yaşanan bazı olayların kaygı verici olduğuna dikkat çekti.
Birilerinin Kürtleri birbirine kırdırmak için çabaladığına vurgu yapan Tasalı, yanlışın kimden gelirse gelsin kabul edilmemesi gerektiğine işaret ederek: “Bir çözüm süreci var. Parti olarak Türkiye'de yeri boşalan bir alanı doldurduk. Neydi o alan; insani ve İslami referans alan bir parti. Böyle bir parti yoktu. Diğer partilere baktığımızda, liberalizmi, kapitalizmi ve sosyalizmi ön palanda tutarak o çizgide siyaset yapıyorlar. Biz de İslami referans alarak insanı da merkeze koyarak siyaset yapıyoruz. Bununla birlikte biz Kürdistan'da özgürlüğün ve barışın yerleşmesini istiyoruz. Hür Dava Partisi de Türkiye için ve bölge için de bir umut oldu. BDP ve AK Parti'nin siyaset anlayışı belli. Bizim siyaset anlayışımız daha farklı olduğu için hem bölgede hem de Ülkeye farklı ses ve soluk getirdi. Maalesef bu ses sürekli bastırılmak istendi. Halkla sürekli partimiz arasında duvarlar ve setler örüldü. Bu haksız girişimler devam ediyor. En son Mardin'de bir üyemiz şehit edildi. Bu arkadaşımızın şehit edildiği köyde seçimde partimize 80 oy almış, BDP'ye ise 10 oy çıkmış. Bundan öncede Lice'de bir köyde bir Belediye Meclis üyemiz ve ailesi PKK'lılar tarafından Hüda Par'a oy verdiler diye tarandılar. Yine son olarak Dicle ilçe Başkanımız PKK'lılar tarafından kaçırıldı. Allah' a şükürler olsun serbest bırakıldı. Bize yapılan bunca haksızlıklar pek günden olmadı. Batıda bir ağaç yüzünden kıyametler koparılıyorken veya bir hayvan için kıyametler koparılırken bu hadiselerde kimsenin sesi dahi çıkmadı. Bölgede de ciddi manada bir tepki gelmedi. Buna rağmen sevindirici bir durum var, geçmişe nazaran bu konuda gelişmeler göz ardı edilemez” dedi.
Barışın kalıcı olabilmesi için Kürtlerin kendi arasında da barış yapmaları gerektiğini kaydeden Tasalı: “Bölgede tekrar 1990 yılları gibi kaotik durumlarım oluşmaması için ve bölge halkları arasında çatışmaların oluşmaması için herkese iş düşüyor. Barışın kalıcı kılınması için ve bölgedeki Kürtler arasında barışın kalıcılığı için her akıl sahibin inisiyatif alması gerekir. Doğrunun adresini biz sormayız. Sormamamızda gerekir. Ama yanlış kimden gelirse gelsin, onun da adresini sormak gerekir. Onun karşısında dik durmamız lazım. Yanlışı eleştirmek lazım. Çünkü eğer yanlışları alkışlasak ve suskun kalırsak, o zaman mazlum olan insanlar zalimleşir, firavunlaşırlar. Hiçbir yanlışı da kabul etmezler. Devlet ve PKK tarafından çeşitli haksızlıklara uğruyoruz. Bunlar sürekli olunca tabanımızda ve halkta rahatsızlıklara sebep oluyor. Bizlerde bir yere kadar sükuneti tavsiye edebiliyoruz. Ama bir yerden sonra bunun önü alınamayabilir. Bu olaylardan sonra devlette yargıyı, hukuku işleyemiyor. Kendisine bir saldırı olunca anında cevap verebiliyor. Şuana kadar Hüda Par'a 300 yakın saldırı oldu, en son yılbaşından bu yana 40 saldırının adresi ve tarihini açıkladık. Bu olayların failleri belli olmasına rağmen hiç birinin savcılık takibi yapılmamış ve güvenlik güçleri tarafından bir soruşturması yapılmamış. Devlet aciz mi diyelim yoksa Kürtlerin birbirlerini boğazlamasını mı istiyor? Bu art niyetlerden pis kokular geliyor” diye konuştu.
Çözüm sürecinin kapalı kapılar ardından yürütüldüğünü ifade eden Tasalı, sürecin şeffaf yürümediğini söyleyerek: “Bizler ‘Çözüm Süreci'nin sürmesini istiyoruz. Süreç kapalı yürüyor. Şeffaf yürümüyor. Tüm bulara rağmen her alanda bu süreci desteklediğimizi söyledik. Ancak bu süreç neyi getiriyor ve neyi götürüyor. Ne üzerinde yürüyor bilmiyoruz. Bu süreçte Kalekollar yapılıyor, ya da korucu kadroları açılıyor, yeni alımlar yapılıyor. Devlettin ciddi adımlar attığı yok. Sanki bir savaş hazırlığı içinde. Bu süreçte diğer tarafa batkımızda PKK da dağa adam çıkarıyor. Silahlanmasına devam ediyor. Süreçte kısır bir döngü söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bingöl Diyarbakır Karayolu'nun yaklaşık 2 haftadır kapalı olduğunu anımsatan Tasalı, Bingöl'ün muhasara altına alındığını belirterek: “12 gündür, Bingöl adeta muhasaraya alınmış bütün komşu bağlantılar kesilmiş, Bingöl halkı cezalandırılıyor. Bu hususta hiçbir sivil toplum kuruluşu da tepkide vermiyor. Sahada olan sivil halkı temsi eden ve görüş beyan eden kimseden ses seda yok. Biz isteriz ki bu gibi hususlarda yanlış kimden gelirse gelsin tepki verilmesi lazım. Burada devlettin ciddi hatları var. Onları da dile getirilmesi lazım. Bu ülkede kimin hakkı gasp edilmişse verilsin. Haklar verilirse sorunlarda biter. Ama maalesef haklar verilmiyor. Bu da kötü sonuçlar doğuruyor” şeklinde konuştu.
Ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getiren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ömer Şanlı, Çözüm Süreci'nin açık yürümediğine vurgu yaparak, son bir yılda Bingöl'de 2 bine yakın korucu alındığını, yeni karakolların yapıldığını söyledi. Şanlı: “Geldiğiniz için bizde teşekkür ediyoruz. Barış sürecine biz de destek veriyoruz ve herkesin desteklemesi gereken bir süreçtir. Süreçte eksiklikler de var. Adeta kapalı bir kutu gibidir. Açık yürümüyor ne olup bitiyor, kimse bilmiyor” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yıldırım ise, son zamanlarda Bingöl'de meydana gelen intihar vakalarına dikkat çekerek, sivil toplumun ve ilgili kurumların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini istedi. Sohbet havasında gerçekleşen ziyaret yaklaşık bir saat sürdü.