BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'in imzasıyla TBMM Başkanlığı'na verilen Meclis Araştırması teklifinde, "Suriye'de iki yıldır devam eden iç çatışmalar sebebiyle çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, yüzlercesi yaralanmış ve binlerce insan ise göç etmek zorunda kalmıştır. Bu iç savaş süresince Suriye Kürtleri ne rejimden ne de muhaliflerden yana taraf olmuştur. Suriye Kürtleri bu süre zarfında üçüncü bir yol olarak doğal yaşam alanlarını korumuş, demokratik, özgür, özerk bir statüden yana olan tercihlerini ortaya koymuşlardır" denilerek gerekçeler şöyle sıralandı:
"Rojava Kürtlerinin üçüncü bir yol olarak tercih ettikleri çatışmasız devrim süreci, AKP iktidarı tarafından silah ve lojistik destek yardımı yapılan El Kaideye bağlı El Nusra çetelerinin Suriye Kürtlerine saldırması ve yaptıkları katliamlar ile ne yazık ki kana bulamıştır. El Kaide'ye bağlı çeteler, özellikle Türkiye sınırına yakın olan ve Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde Halk Savunma Güçleri ( YPG) ile çatışmakta ve sivil insanları katletmektedir. Kürtlerin bir halk olmaktan kaynaklı olan haklarını elde etmesinden rahatsız olan AKP hükümetinin destek verdiği radikal çeteler tarafından bu devrimi askeri yöntemlerle boğmak istemektedir. Halk savunma Birlikleri (YPG) bu radikal çetelere karşı büyük bir direniş göstermiştir. Hükümetin bu çeteler aracılığıyla Rojava devrimini kırma politikası başarısız olmuş, iflas etmiştir. Hükümetin, Türkiye sınırları içinde beslediği, silahlandırdığı, yardım yataklık ettiği çetelerin rahat bir şekilde giriş-çıkış yapabildiği sınırda, ne yazık ki Rojava 'ya gönderilmek istenen insani yardımlar ise engellenmektedir. Birkaç hafta önce Suriye sınırında bulunan Mardin'in Nusaybin ile Suriye'nin Qamışlı ilçesi arasına kaçakçılığı engellemek gerekçesiyle duvar örme çalışmaları başlandı. Duvar örme çalışması Kurban bayramından sonra büyük oranda tamamlandı. Bu duvarın amacının kaçakçılığı engellemek olmadığı, asıl amacının Kürtler arasına duvar örerek insani karşılaşmaları ve yardımlaşmaları engellemek olduğu bilinmektedir. Önce Nusaybin-Qamışlo, daha sonra da Serêkaniyê-Ceylanpınar ve Efrin-Kilis son olarak da Şenyurt-Dirbesiyê arasına duvar örülme çalışmaları başlandı. Sınırların anlamsızlaştığı bir çağda Türkiye'nin sınırlar arasında Mezopotamya'nın dört parçasında bulunan Kürt Halkına karşı tel örgüler, mayınlı araziler ve bugün tarihin kara sayfalarında yerini alan Berlin Duvarı, İsrail'in Filistin topraklarında ördükleri duvarlar benzeri utanç duvarları örmesi kabul edilemezdir. Bugün AKP iktidarının Kürt halkı arasında örmek istediği duvarlar, tel örgüler; suni sınırların çizildiği, toprakların bölündüğü 1921 yılında imzalanan Ankara Antlaşması'nın güncellenmek istenen halidir."
Gerekçede duvarların örülmesi için hiçbir gerekçe ve izahı olmadığı vurgulanırken, "Nusaybin-Qamışlo, Serêkaniyê-Ceylanpınar ve Efrin-Kilis, Şenyurt-Dirbesiyê arasına duvar örme çalışmalarının bir an önce durdurulması, Suriye deki iç çatışmadan dolayı sınırların her türlü insani yardıma açılması için bir Meclis Araştırması açılması" talep edildi.
