Amaç hdp'nin oylarını düşürmek

 Bingöl'de bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, çarşı merkezindeki esnafı ziyaret etti.

Partililerle beraber esnafı ziyaret ederek, sorunlarını dinleyen Baluken, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunarak, Ağrı'nın Diyadin ilçesindeki çatışmayı değerlendirdi.

Son yapılan anketlerde, HDP'nin yüzde 10 seçim barajını çok ciddi bir şekilde aşarak, parlamentoya çok güçlü geçme gibi sonuçların ortaya çıktığını kaydeden Baluken: “AKP çevresinde yoğun bir paniğin yaşandığını ve HDP'yi baraj altında bırakmak için marjinalize etme, kriminalize etme gibi Türkiye halkların nezdinde siyasi partiden çok bir örgüt yapısı içerisinde gösterme eğilimi olduğunu biliyoruz. Ağrı'daki bu provokasyonda bu amaçla geliştirildi” dedi.

Çatışmanın yaşandığı gün İçişleri Bakanlığı ve Ağrı valiliğiyle temas halinde olduklarını belirten Baluken: “İçişleri Bakanlığı'nda en üst düzeyde yaptığımız görüşmelerde, bu olayın nasıl barışçıl sonuçlanabileceğini, kimsenin burnu kanamadan neler yapılabileceğini, mevcut gerilimi düşürerek, hem çözüm süreci açısından hem seçim süreci açısından açı olayların nasıl geliştirilebileceğini defalarca aktardık. Bütün uyarılarımıza rağmen önceden planlandığını bildiğimiz ve gençlerin ölümü üzerine tezgahlanan bu provokasyonda, AKP Hükümeti ve Cumhurbaşkanı ısrar etti ve maalesef ilçe eş başkanımız olan bir sivilin ve bir gerillanın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan, onlarca asker ve sivilin yaralandığı acı bir hadise yaşadık” diye konuştu.

“AKP, KAYAN OYLARI TOPARLAMAK İSTİYOR”

Çatışmanın provokasyon olduğunu vurgulayan Baluken, provokasyonun bir yönünün, seçim sürecinde AK Parti'de kayan oyların tekrar toparlamak ve HDP'nin baraj üstüne çıkan oylarının ise baraj altına düşürülmek olduğunu söyledi.

Çatışmanın bir diğer yönünün de, çözüm sürecinde AK Parti'nin içerisine girdiği yükümlülükten kurtulma arayışında olduğunu düşündüklerini belirten Baluen, şöyle devam etti: “Çünkü şuanda kamuoyunun beklentisi, biran önce izleme heyetinin kurulması ve İmralı'da devlet heyeti, Sayın Öcalan ve bizim müzakere heyetinin katıldığı resmi müzakerelerin başlamasıdır. Bunun için tarafsız bir izleme heyetinin biran önce pratiğe geçmesi gerekiyor. AKP üzerindeki bu baskıyı atmak için, izleme heyetiyle ilgili tartışmaları gölgelemek için, izleme heyetinin dâhil olacağı Kürt meselesiyle Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili hangi çalışmaları yapacağını kamuoyundan gizlemek için böylesi provokatif gündemlerin arkasına saklanıyor.”

“GÜNDEM KİLİTLENDİ”

Ağrı'daki provokasyondan sonra çözüm süreci devam edecek mi? Etmeyecek mi? Noktasında gündemin kilitlendiğini aktaran Baluken, şunları söyledi: “Buralardan hızla çıkmak lazım. Şundan dolayı bu sefer, belki bu provokasyon farklı sonuçları beraberinde getirebilir kamuoyunda ve Türkiye halkının genel kanaatinde bu provokasyonu devlet eliyle AKP'nin talimatlarıyla bilinçli planlanmış bir girişim olduğu ortaya çıktı ve bu yönlü daha çok değerlendirmeler yapılıyor. Bu şu açıdan sağlıklıdır; mevcut provokasyonların hangi merkezden planlandığı bilinirse, önümüzdeki dönemlerde de bu çevrelerin hayata geçirmek istedikleri provokasyonlara karşı halkımız daha dikkatli bazı tartışmalar yürütebilir. Önümüzdeki dönemde de daha ağır provokasyonları geliştirebileceklerinden endişe ediyoruz. Bu nedenle demokratik kamuoyunun ve halkımızın süreci yakından takip etmesi, çözüm süreci ve seçim sürecine kan bulaştıracak olan bütün girişimlere karşı net bir duruş göstermesi son derece önemlidir.”

“İZLEME HEYETİ OLUŞTURULURSA KCK KONGREYİ TOPLAR”

tarafsız bir heyetle izleme kurulunun oluşmasının, müzakerenin sağlıklı yürümesi için son derece önemli olduğunu kaydeden Baluken, “İzleme heyeti İmralı'da yürütülen müzakereler belli mutabakatları kayıt altına alırsa, biz KCK'nin, PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yürütülen silahlı mücadeleyi bitirme konusunda kongreyi hızla toplayacağından eminiz. Bu konuda kendi açıklamaları da var. son Ağrı provokasyonundan öncede Sayın Cemil Bayık'ın yaptığı açıklamalar ortada. ‘Biz Türkiye devletine karşı bir savaşın sürmesini istemiyoruz, bu savaştan ne biz ne Türkiye sonuç alabildi' dedi. Dolayısıyla bu işin müzakere yöntemiyle çözmek istediklerini KCK'nin en üst düzeyi yetkilisi açık bir şekilde ortaya koymuş oldu” dedi.