KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
25 Nisan 2024 Perşembe
°C
Hakkı Çimen
xhakki@aol.com

Zaza halkının sorunları

24 ARALIK 2015 PERŞEMBE 16:14
27
20250
3
AA aa

 2015 yılı bitmek üzere. Zaza halkı Sunisi ve Alevi'siyle bir birlik oluşturamadı. Kürt ve Ermeni milliyetçileri tarafından inkar edilmesinin önemli nedenlerinden biri de örgütlenememiş olmasıdır. Parlamentodaki Zaza kökenliler, Türk veya Kürt partilerine çalıştıklarından Zaza Dili ve kültürüne sahip çıkmıyorlar. Zaza halkı, Türkiye´nin nüfus bakımından 3. kalabalık halkı olmasına rağmen Türkiye parlamentosunda her bakımdan sahipsizdir. Halkımız örgütlü olmadığı için kendini ifade edemiyor ve milli değerlerini koruyamıyor.

Zazaların bu eksiğini ve zayıflığını bilen Kürt ve Ermeni örgütlerine bağlı, “Zaza Dili´nin alfabe sorununa alternatif sunuyorum”, şeklinde ortalıkta dolaşan propagandacı kişiler var. Zaza Dili'ni Kürtçe'nin lehçesi göstermek üzere yayınlanan gazeteler, dergiler, radyo ve TV kanalları var. Bunların yanı sıra Alevi ve Sünni örgütler de Zaza kimliğini inkar ediyorlar. Hepsinin hedefinde bir kesim Zaza´yı kendi siyasi emelleri için asimile etmektir. Türk, Kürt ve Emeni milliyetçileri Zaza halkını, kendi başına halk olmaktan çıkarıp orta malı olarak aralarında paylaşmak istiyorlar. Milliyetçi Kürt ve Emeni örgütlerinin, Zaza halkını beraberce inkâr etmelerinin nedeni budur.   

Bu yazımda kendilerini Zaza Dili hamisi gösterenleri hangi örgütler, ne emelle eğitiyor ve finanse ediyor? Neden Zaza dernekleşmesi özgür olmalıdır? Neden halihazırdaki Zaza Dili alfabesine karşı alfabeler üretilerek kaos ortamı yaratılmak isteniyor? Zaza Dili´nin standart hale sokulması kişi ve derneklerin işi mi? Zaza Dili´ne ilişkin son yıllardaki olguları özetleyerek bu sorulara açıklık getirmeye çalışacağım.

13 - 14 Mayıs 2011 yılında Bingöl Üniversitesi'nin düzenlemiş olduğu ‘1. Uluslararası Zaza Dili Sempozyumu'yla Zaza Dili ve Edebiyatı için yeni bir dönem başladı. Okumuş Zaza kesim, kimlikleri Türk asimilasyon fabrikaları tarafından erozyona uğratıldığından, kimlik arayışı içerisindeydi. Bazı Sünni ve Alevi Zazalar sadece dini kimliğini öne çıkarırken, bir hayli Zaza insan Kürt, Türk, solcu kimliklerine sarılmıştı. Doğrusu Zaza Dili´nin üniversitelere girmesiyle Zaza insanı için “Zaza bilinçlenmesi dönemi” başladı.

2011´den bu yana Bingöl Üniversitesinde Zaza Enstitüsü ve Dêsim (Tunceli) Üniversitesinde Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümleri faaliyetlerine başladılar. Bu tarihten sonra daha önceleri Zaza Kimliğine ve Zaza Dili´ne ters duran birçok Zaza artık Zaza Kimliğine, Zaza Dili´ne daha sıcak bakıyor ve Zaza Kültürüne önem veriyor.

Son yıllarda, “Küt Hareketi içerisindeydim. Kürt örgütlerinin Zaza halkını ve dilini inkar ettiklerinin farkına vardım ve ayrıldım.“ veya “Şefleri Zaza olmayan sol Hareketi bizi yıllarca uyuttu. Zaza Kimliğini inkâr etti. Geç de olsa fakına vardım ve ayrıldım.“, diyenleri çok sıkça duyuyor, dinliyor veya bu yönde yazdıklarını okuyoruz. Bunlar olumlu devinimlerdir; Zaza Dili ve Kimliği açısından Zaza Rönesans'ının başlangıcıdır.

Bingöl ve Dêsim Üniversitelerdeki Zaza Dili kurumlarının en önemli hedefleri Zaza Dili´nin problemlerini çözmektir. Çünkü Zaza Dili gibi yüzyıllarca yasaklanıp aşağılanarak öldürülmeye çalışılan dillerin problemleri ancak üniversite gibi ilmi çalışma üretebilen kurumlar tarafından çözülebilir.

Ancak bazı çevreler bilinçli olarak üniversitelerce başlatılan ve henüz çocukluk aşamasında olan bilimsel Zaza Dili çalışmalarına “alternatif çözüm“ olarak propaganda ettikleri çözümsüzlükler, yani kaos üretmektedirler.

Milliyetçi Kürt ve Ermeni örgütleri ve taraftarları, Zaza Dili'ni inkar ederek üniversitelerdeki Zaza Dili çalışmalarını bozmaya; Sünni ve Alevi çevreleri dini işin içine sokarak Zaza Dili'nin layık olduğu yere oturmasına ve geliştirilmesine engel olmaya çalışmaktadırlar.

Öbür yandan bir hayli kişi, kendi başına hareket ederek Zaza Dili için alfabe yapmış ve yapmak isteyenlerin sayısı giderek artmaktadır. Bunların arasında iyi niyetli olanlar olduğu gibi Ermeni veya Kürt örgütlerinin emir ve denetiminde karşı alfabe yapma, Zaza Dili´ni, Kurmanci veya Ermeni Dili´nin lehçesi ilan etme gibi son derece art niyetli olanlar da vardır.

Her nedense tüm alfabeciler birkaç harfi baz alarak kendi alfabelerini savunmakta ve Tunceli Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümünün alfabesinin yanlış olduğunu propaganda etmektedirler. Bu alfabecilerden Zaza Dili okuyanlar var. Ancak Zaza dilbilimci olmaktan uzaktırlar. Bunların arasında Zaza Dili´nin, Kürtçe'nin lehçesi olduğunu savunarak Bedirhan alfabesiyle yazanlar olduğu gibi, kasten birkaç kelime benzerliğini öne sürerek uzun vadede Zaza Dilini Ermenice'nin lehçesi göstermeye çalışanlar da var.

Zaza Dili için ilk alfabe, 1997 senesinde Almanya´nın Rüsselsheim şehrindeki Zaza çevresi içerisinde Zaza Dili´ni öğrenen, Köln ve çevresinde Zaza Dili toplantıları yapan Ameriklalı  C.M. Jacobson ve eşi Maria tarafından yapıldı. Alfabede bir yandan Bedirhan alfabesi temel alınırken,“kh“, “ph“ gibi özellikle Alman alfabesindeki seslere yer verilmişti. Ben de sürekli bu Zaza Dili toplantılarına katıldım. O zamanki yazılı Zazaca materiyal azlığı, katılanlarımızın bilinç düzeyi bugünkü gibi olmadığından çoğumuz hiç sorgulayamadan bir süre bu alfabeyle yazdık. Ancak bu alfabe Zaza Dili´nin telafuzunu bozuyor ve ihtiyaçlarını karşılamıyor.

C.M. Jacobson ile özel bir sohbetimizde, kendisine, ‘Biz khalık, demeyiz' deyince, o da; ‘Bu sadece bir başlangıçtır. Geçici bir alfabedir. İleride Zaza dilbilimcileri yetişince daha doğrusunu yaparlar' demişti.

Hakikatten 1998 senesinde Ludwig Paul “Zazaki“ ve Berlin Teknik Üniversitesi'nden Zülfü Selcan Zaza Dili üzerine doktoralarını tamamlayarak “Grammatik der Zaza Sprache- Nord Dialekt“ kitaplarını yayınladılar. 2001 senesinin başında da Fahri Pamukçu “Gramerê Zazaki“ kitabını çıkardı. Dr. Z. Selcan Güney ve Kuzey Zazacası´nın birçok kayıtlara ulaşarak, ilmi laboratuvar çalışmaları sonunda hazırlamış olduğu alfabeyi Zaza okur ve yazarlarının hizmetine sundu. Bu alfabe Zaza Dili sesleri baz alınarak, bir Zaza dilbilim adamı tarafından yapılan ilk alfabedir.

2012 senesinden bu yana Dêsim (Tunceli) Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümü bu alfabeyle eğitim ve öğretimini sürdürüyor. Ben de bu alfabeyle yazıyorum. Çocuklarım ve öğrencilerim de bu alfabeyle Zazaca öğreniyorlar. Ben internet dâhil, makale ve kitaplarımı bu alfabeyle yazıyorum. Klaviye de dâhil herhangi bir problemle karşılaşmadım. Doğrusu bu alfabeyle Zazaca´nın yazılması da okunması da rahat ve kolay.

Ancak kötü niyetli Kürt örgütleri Zaza Dili konusunda bilimsel bir çalışması olamayan kişileri eğitip finanse ederek Dr. Z. Selcan´a karşı cepheye sürerek Bedirhan kardeşlerin geçen yüzyılın başında Kurmanci için geliştirmiş oldukları alfabeyi Zaza Dili´nin alfabesi olarak oturtmaya çalışıyorlar. Tabii ki bu alfabeyle Zazaca yazım ve telafuzu sunni olarak Kurmanci´ye benziyor izlenimi yaratılabilir. Kürt örgütleri, bu sahtekar yöntemlerle Zaza Dili´nin olmadığını ve Zaza Dili olarak adlandırılanın Kurmanci´nin lehçesi ve dolayısıyla Zaza halkının olmadığını veya Zazaların, Kürtlerin bir kolunu oluşturduğunu tezlerini kitlelere zor ve yalan propagandayla yaymaya devam ediyorlar.

Milliyetçi Ermeni örgütleri de son 40 senelik dönemde bilinçsiz Zaza gençliğini solculukla kandırarak, hem Zaza gençlerini, kendi ideolojik çıkarları için Türk faşizmine karşı kullandılar ve hem de Türk faşizmi gibi Zaza Dili´ni aşağılayarak hasta hale soktular. Onlar da Kürt örgütleri gibi Zaza Dili´ni eritmek için benzer kişileri eğitip finanse ederek, Zaza Dili açısından hâlihazırdaki kazanımlarımıza karşı cepheye sürmektedirler.

1915´ten sonra bazı Ermeni kökenliler Dêsim´de Zaza halkı içinde hayatta kalma imkanı buldular. Bunların ardılları, Zaza halkı içinde yaşadıklarından hem Zaza adet ve törelerini ve hem de Zazaca biliyorlar. Özellikle Dêsim Zaza halkının geçmişte Türk faşizminden kurtarıp koruduğu Ermeni kökenlilerin genç kuşakları, Ermeni örgütlerinin hedefleri için Truva atının içine giren askerler gibi mevcut Zaza kurumlarının içine girerek, Ermeni milliyetçiliğinin misyonerleri olarak çalışmaktadırlar. Bunlar gerektiğinde Zaza´dan daha Zaza davranarak, fesatla Zazalar arasında kafa karıştırmakta ve hedef şaşırtmaktadırlar. Ancak zaman ve ortam uygun olduğunda da her şeyi Ermeni Dili´ne ve kültürüne bağlamaya çalışmaktadırlar.        

Çünkü Ermeni örgütleri de Kürtlerin yaptığı gibi misyonerlerini kullanarak, Zaza halkının sahipsiz bir kesimini, bir yandan der Simon teorisiyle öbür yandan Zazaca ile Ermenice arasında kelime benzerliği oluşturmaya çalışarak yalan propagandalar geliştiriyorlar. Ermeni örgütleri de misyonerleri vasıtasıyla yaydıkları bu propagandalarla bir kesim Zaza´yı Ermenileştirerek kullanmak emelindedirler. Çünkü onlara göre yeni Zaza kuşaklar Zazaca konuşamazlarsa daha çabuk kimliksizleşecektir. Ermeni örgütlerine göre kimliksizleşen Zazaların bir kesimi Türkleşmekte, bir kesimi Kürtleşmektedir. Neden bir kesimi de Ermenileşmesin ki?

Milliyetçi Kürt ve Ermeni misyonerler, tatlı ama zehirli dillerle TV, radyo, internet ve toplantılardaki konuşmalarında Zaza dilbilimcisi olduklarını; Zazaca için hazırlamış oldukları alfabenin en doğrusu olduğunu; Desim Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümünün alfabesinin zor olduğunu, klaviyesinin olmadığını, internt ortamında kullanılamadığını, pratik olmadığını vs, vs, propaganda etmektedirler. Bunların tek amacı, Bingöl ve Dêsim Üniversitelerindeki Zaza Dili çalışmalarını, alfabe bahanesiyle çok otoriteli bir kaos ortamına sokarak sekteye uğratmaktır. Kaos içerisinde insanlarımızı bölerek birbirlerine karşı kışkırtmaktır. Öyle ki birbirlerine karşı kışkırtılan insanlar birbirlerine kırılmakta ve beraber çalışma zevkleri azalmaktadır.

Bir yandan küçük Zazaların küçük, ancak Zaza yaşamını zehirleyen ufacık kariyer hırsları; diğer yandan ayakları üzerinde duramayan bazı Zaza kökenlilerin mandacı zihniyetlerini sürdürmeleri, ne yazık ki Milliyetçi Kürt ve Ermeni örgütlerinin emellerini desteklemektedir. Doğrusu halihazırdaki Zaza dünyasında, Milliyetçi Kürt ve Ermeni örgütlerinin kontrolünde ve siyasi hesaplarına uygun bir kısırdöngü oluşmuştur.

Tüm bu nedenlerden özgür bir Zaza dernekleşmesi ve örgütlenmesi oluşamıyor. Seçim sandığına doğrudan etki yapabilen yığınsal bir Zaza birliği oluşturarak devletin ayrı bir Zaza kanalı açması gerçekleşemiyor.

Türkçe´nin alfabesi ne kadar doğru? Türkçe alfabenin hiç problemi yok mu? Var.     Türkçe´nin sorunları yok mu? Var. Neden kimse şu dernekte bu dernekte Türkçe Dili´nin sorunlarını tartışmıyor veya tartışamıyor?  

Arap alfabesiyle yazılmakta olan Farsça'nın alfabe sorunu yok mu? Var. Bir defa آ (alef) dışında bir ع(ain) sesi var ki, a, e, i, o, u seslerinin tümünün kılığına giriyor. Farsça öğrenenler için uzun süre bir bilmece, yani sorun. Diğer yandan tam beş tane “z“ harfi var bu alfabede. Bu beşinden biri Zaza alfabesindeki “ẓ“ sesini ve diğerleri yaklaşık aynı sesi veriyor. Üç “s“, iki “h“ sesi var. “h“ lardan biri bazı kelimelerde “e“ sesi kılığına giriyor. Harflerin üzerine konan taşdid, tanvin ve hamze gibi telafuzu değiştiren özel işaretler Farsça okumayı ve yazmayı son derece zorlaştırmaktadır. Bu zorluklara rağmen insan zamanla Farsça okumayı ve yazmayı öğrenebiliyor. Farsça alfabesindeki bu zorluklara rağmen, Dersim ve Zaza derneklerinin yaptığı gibi, Fars alfabesini yabancı misyonerlere tartıştıran, halihazırdaki Fars alfabesine karşı çalışan İran dernekçileri yoktur.  

Türkiye´de Bedirhan alfabesiyle yazan Kürtlerin alfabe problemleri mutlaka vardır. Kürtçe bilmediğim için Kürt alfabesindeki problemlere burada örnek verebilecek durumda değilim. Ancak şahit olduğum şudur ki, Kürt örgüt ve dernekleri siyasi arenada aşiretçiliği ağzına almadıkları gibi Bedirhan alfabesini de tartışmıyor; bu alfabeye alternatif geliştirmiyor. Bu tür eğilimlere izin vermiyor. 

Alman Dili, dünyanın en gelişmiş dillerindendir. Çok erken yazım hayatına geçen ve yüzlerce üniversite ve dilbilimciye sahip olmasına rağmen Almanca'nın da alfabe problemleri vardır. Ancak bu işi fesatla hareket eden misyoner kişiler veya dernekler tartışmıyor. Tüm Almanca konuşan ülkeler, bu işi üniversitelere ve dilbilimcilere bırakmıştır.

Türk devleti de, İran da, Kürt örgütleri de, Almanya da, alfabe meselesini kaos haline sokarak insanları birbirine düşürmüyor. Bir tek otorite, tekelden bu işle ilgileniyor. Ancak bu şekilde birlik ve beraberlik duygusu oluşabileceğinin bilincindedirler. Çünkü bir dilin alfabe konusunda da çok başlılık bölünmeyi ve bölünme de kaos ortamı yaratacaktır. Kaos insanların dil, kültür alanındaki birlik ve beraberliklerini bozacaktır. Birlik beraberliğin bozulması demek barışın bozulması demektir. Barışı yakalamayan halklar, yayılmacı, milliyetçi, faşist yabancı örgütlenmelere yem olurlar.

Bu nedenlerden Zazaca ile ilgilenen tüm samimi kişi ve kurumların Bingöl ve Dêsim Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümlerinin çalışmalarını temel alması gerekiyor. Eğer yanlış veya eksik varsa, eksik ve yanlışlar Dêsim Üniversitesi Zaza Dili ve Edebiyatı bölümüne veya Bingöl Zaza Dili Enstitüsüne havale edilmelidir. Yapıcı davranış, Dêsim ve Bingöl Üniversitelerinin Zaza Dili üzerinde çalışmakta olan ünitelerini otorite olarak kabul etmektir. Yapıcı davranış çok başlı otorite yaratmak değil, tersine bu üniversitelerdeki Zaza Dili Bölümlerini tek otorite olarak kabul etmektir.

Alternatif otorite sevdasındakiler, Zaza Dili´ni kurtarma ve geliştirme konusunda asla samimi değildirler. Tersine bunlar tarafından kaos ortamı yaratılmaya çalışılmakta; bu kaosla Zaza insanların kafaları karıştırılmakta; insanlarımız birbirine kışkırtılarak Zazaca öğrenme veya Zazacalarını geliştirme zevkleri kırılmaktadır.

Zaza Dili´nin en büyük problemleri, şu anda suni olarak yaratılmaya çalışılan alfabe ve standardizasyon problemleri değildir.

Zaza Dili´nin en büyük problemi Zaza olmayan milliyetçi Kürt ve Ermeni örgütlerinin misyonerleridir. Çünkü milliyetçi Kürt ve Ermeni örgütleri bazen açıktan ve bazen de kuzu postundaki kurt kılığında Zazaların arasında kafa karıştırmakta ve fesat üreterek Zaza halkını bölmeye çalışmaktadırlar.

Zaza halkının 1. sıradaki problemleri; Zazaca radyo, TV kanalları, gazeteler, özgür Zaza dernekleri ve partileridir. Ancak bunlar gerçekleşebilirse, Zaza Dili´nin problemleri de zamanla çözüm bulabilecektir.

Zaza Dili´ni seven, koruyup geliştirmek isteyen kişi, grup ve dernekler kendi çalışmalarında kuzu postundaki kurtları tanıyarak, onların kötü emellerini boşa çıkarmalıdırlar.

Zaza derneği üyeleri bu kişilerle olan özel ilişkilerini gözden geçirmelidirler.

Hiç bir Kürt ve Ermeni derneği, kilisesi, televizyonu, gazetesi vs. bir Zaza´nın, onların ortamında kendini ifade etmesine imkan vermez. Zaza dernekleri de milliyetçi Kürt, Ermeni örgüt misyonerlerine derneklerinde cirit atma, konuşma ve propaganda yapma imkanı vermemelidirler.

Zaza halkı tüm dinlere saygılıdır. Dini duyguları ve çelişkileri kullanarak Zaza halkının birleşmesini engellemek isteyenlere izin verilmemelidir. Zaza dernekleri, alevicilik ve sunnicilikle Zaza halkını birbirine düşürenleri tanımalı, onlara kendi ortamlarında propaganda yapma imkanı vermemelidirler.

Eğer mevcut Zaza dernek ve üyeleri, bunları yapamazsa hem dernekleri, hem üyeleri ve en çok Zaza halkı zararlı çıkacaktır.

Dişisiyle erkeğiyle insanların ve hayvanların temel hak ve özgürlüklerine saygılı tüm insanların 2016 yılı hayırlı ve uğurlu olsun.

Aralık 2015, Almanya  

 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Hakkı Çimen (@Misafir_19559)
29 Mart 2016 Salı 13:07
Sevgili Metin Kılınç, son derece kırıcı yazmışsin fikrini. Rahatsızlığın, bunca haksız varken, bula bula bana vurmuş. Ben Dêsim'e her sene Bingöl'e son beş sende iki defa geldim. Geçen yaz aylarında da birçok Zaza ili ve ilçesini dolaştım. Tüm bunlar başıboş değil, Zaza halkını yerinde görmek ve Zaza Dili'nin gelişmesi için katkıda bulunmak için. Evet ne yazık ki Almanya'da yaşıyoruz. Ancak bu senden daha az halkımızı ve dilimizi düşündüğümüz anlamına gelmez. Yazdıklarımızı lütfen doğru ve yapıcı okumaya zorla kendini. Hakaret ucuz iştir.
metin kılıç (@Misafir_19356)
24 Ocak 2016 Pazar 12:46
işe girecek çocuğu da var belli. radyo televizyon da istiyor. üç kuruş parası var yatırım da yapması gerekiyor. Ha itiraz mı ediyorsun hakkı efendi gel bingöle kurum oluştur zazacayı mı kırdki yi mi geliştireceksen geliştir. ama orada oturup yemeğin pişmesini bekleme. geldiğinde kemik dışında bişey bulamazsın.
metin kılıç (@Misafir_19355)
24 Ocak 2016 Pazar 12:43
Almanyadan buraya ahkam kesmek çok hoş oluyor. Gel ve çalış zazaki hakkında poul ve selcan ı referans göstermiş olman seinin bir karga olduğunu gösteriri en büyük göstergedir. Zaza halkı kavramın da cidden çok ilginç.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın