KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Mart 2024 Cuma
15 °C Kısmen güneşli
Savaş Sekin
savassekin@gmail.com

Bu sefer olsun!

17 ŞUBAT 2013 PAZAR 16:21
0
6923
0
AA aa

Hepimizin sadece bilmekle kalmayıp adeta hayatımızın bir parçası ve yüreğimizin bir yarası olan Kürt meselesi hala varlığını muhafaza ediyor bu ülkede.

Bu sorunu isimlendirme gibi kısır bir tartışmaya girmenin hiçbir manası yok. Bir kardeş bir kardeşi öldürüyorsa eğer, bu eylemi nasıl vasıflandırdığınız bu ölüm gerçeğini değiştirmez.

Ne yıllardır yaşanan acıları tarif etmeye gerek var, ne de gözü yaşlı anneleri, yetim kalan yavruları, yıkılan aileleri, yaşanan göçleri, kaybolan enerjiyi ve gücü anlatmaya gerek var. En iyi öğrenme yöntemi bilfiil yaşamak olduğuna göre herkes kendi hissesine düşeni ziyadesiyle yaşamıştır bu topraklarda. O yüzden malumu ilan etmenin faydası yok.

Peki, kendimizi kemirmeye hala devam edecek miyiz? Topuklarımıza kurşun sıkmaya devam edecek miyiz? Dışarıda fildişi kulelerinden birbirimizi boğazlamamızı şampanya patlatarak izleyen insi şeytanları sevindirmeye devam edecek miyiz? Artık net bir karar verme ve net bir tavır ortaya koyma zamanı gelmedi mi?

Ortam, zemin, psikoloji, toplumsal algı hiçbir zaman bu kadar hazır olmamıştı çözüme. İnsanlar hiç bu kadar ümitlenmemişti, yürekleri hiç bu kadar pır pır etmemişti.

Çözüm sürecinin başarısından mıdır, yoksa çözüm beklentilerinin iyimserliğinden midir bilinmez ama, çözüme doğru bütün haşmetiyle esen bir rüzgar var artık. Şu da bir gerçek ki; tarih bu rüzgarın içinde olanlarla, bu rüzgarın önüne barikatlar kuranları muhakkak bir yerlere kaydedecektir.

Bulunduğumuz aşamanın çözümün neresine düştüğü ayrı bir konu olmakla beraber, tabi ki bu aşamaya da kolay gelinmedi.

80 yıllık resmi ideoloji zihniyetinin kavmiyetçi, inkârcı, hazımsız ve asimilasyoncu politikaları yavaş yavaş yerini bu toprakların gerçek değerlerine, inancı ve geleneğine bırakmaya başlayınca 80 yıllık tabular güneş görmüş yarasa misali ait oldukları mağaralara çekildi.

Kendi fıtratı ve kimyasıyla buluşan millet, yaşadığı travmanın ve düştüğü kardeş kavgası girdabının ne derece vahim bir şey olduğunu daha iyi anlamaya başladı. Tabiri caizse kâbustan uyanarak, mecrasında akmakta olan normal hayatına gerdi döndü.

Yakalanan bu olumlu zemin ve rüzgâr çok iyi değerlendirilmeli. Herkes kendi diliyle, kendi çevresiyle, kendi coğrafyasıyla var gücüyle “artık yeter” demeli, diyebilmeli.

Birkaç yıl önce önemli bir siyasi risk alınarak başlatılan çözüm ve açılım süreci kapsamında birçok girişim maalesef sabote edildi ve toplumda oluşan olumlu algı dağıtılmaya çalışıldı.

Ne zaman ki bu yolda cesur ve somut adımlar atıldı, o zaman birileri rantlarını kaybetmeme uğruna var güçleriyle ve tüm acımasızlıklarıyla süreci baltaladılar. Bu saboteler aslında çözüm ümitlerini bitirmekten ziyade çözüme olan ihtiyacı ve arzuyu daha da artırmış görünüyor.

Diğer yandan henüz birçok eksiklikler olmakla birlikte demokrasi ve özgürlükler adına atılan olumlu adımlar, eğitim, sosyal ve kültürel alanlarda uygulama alanı bulan yeni düzenlemeler v.s gergin olan atmosferi daha da yumuşatmış gözüküyor.

Tabi çözümün tek taraflı ve tek başına olmasına imkân yok. Kürt sorunu üzerinden siyaset yapan, tavrını belirleyenlerin de inisiyatif alması ve bu sürece katkıda bulunması zorunludur. Bu iş onlarsız da olmaz.

Şu an yürütülmekte olan İmralı sürecinden toplumun hemen kesimi iyimser ve umutlu. Siyasilerce yapılan açıklamaların dozu, amacı, aşırıya gitmeme ve tahrik etmeme kaygısı umutları daha da yeşertiyor.

Fırsatların her zaman ele geçmeyeceğini ve yitirdiğimiz fırsatları bir daha yakalama imkânı bulamayabileceğimizi, yitirilen her fırsatın bizlere zehirli bir ok olarak da geri dönebileceğini iyi bilmek zorundayız.

Geçmişte ne olmuşsa olmuştur, ne yaşanmışsa yaşanmıştır. Bunu kurcalamanın, bunun üzerinden siyaset yapmanın, intikam ve hırs girdabına kapılmanın zamanı değil artık.

Hiç kimsenin intikam alma duygusu, siyasi kaygıları ve rantı bu milletin selametinden daha önemli değildir. Evladını yitirmiş herhangi bir annenin bir damla gözyaşı bile bu gereksiz kaygılardan binlerce kat daha değerlidir.

İtidal, yapıcılık, tahammül, sabır, vakar… Bunlar çok önemli şeyler. Birileri tahrik etse de, süreci sabote etse de bu yoldan dönmek olmaz, olmamalı. Kimsenin milletin selametini kendi kurgularına ve çıkarlarına kurban etmeye hakkı yoktur. Tarih bu sığ ufku taşıyanları yine kendi sığlıklarında boğar.

Mevlana hepimizin, Bediüzzaman Said Nursi hepimizin, Necip Fazıl hepimizin, Ahmed-i Xani hepimizin, Mehmet Akif hepimizin, Molla Ceziri hepimizin, Yunus Emre hepimizin. Ve daha niceleri hepimizin.

Hakka ve hakikate bakan her yönümüz aynı. Farkı olan sadece rengimiz, dilimiz.. Bunlar da ne yücelme vesilesi, ne de alçalma vesilesi. Cenab- Hak, üstünlüğün takvada olduğunu söylüyorsa, bunun dışında bir üstünlük vesilesi aramak O'na apaçık savaş açmaktır.

“Aynı”larımızı saymaya kalkarsak sayarak bitiremeyiz. Farklılıklarımızı saymaya kalkarsak dilimiz tutulur. Çünkü sayacak hiçbir şey bulamayız.

Ne kadar aynı olduğumuzu fark edersek, aslında aramızda diyalog ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığını, sorun olarak gördüğümüz şeylerin ne kadar basit ve halledilebilir şeyler olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Herkes dilini öğrenebilir, öğretebilir, konuşabilir, okuyabilir, kültürünü ve geleneklerini özgürce yaşayabilir ve bunlara yeni şeyler katabilir. Ve bunların hepsi her etnik kesimle bir arada olabilir. Esas olan aynı yöne bakmak ve aynı ufka yürümektir. Birlikte rahmet vardır derler. İşte rahmete ancak böyle bir birlikle kavuşulabilir.

Umulur ki; bu süreç bir tarih olsun, tarih bu süreci rahmete çevirenleri yad etsin, bu topraklarda yeni bir diriliş ve ufkun ezgileri mırıldansın.
 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın